Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Dilekçesi

//

Av. Tufan Koç

YüYürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Dilekçesi, İlgili bölge idare mahkmesine gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine verilir.

İtiraz için yürütme durdurma itiraz harcı ödenmesi gerekmektedir. Bölge idare mahkemesi dosya üzerinden en kısa sürede karar verecektir.

Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Dilekçesi -1 

 ……. BÖLGE İDARE MAHKEMESİ’NE

Sunulmak Üzere

…… İDARE MAHKEMESİ’NE

Dosya No:

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI

KARARINA İTİRAZ EDEN

DAVACI                                                 :      

VEKİLİ                                                   :    

DAVALI                                                  :

VEKİLİ                                                    :

KONU                                                     : …….İdare Mahkemesinin …….. tarih ve sayılı yürütmenin durdurulması yönündeki kararının itirazen incelenerek kaldırılması istemidir.

İTİRAZLARIMIZ                                  :

……. .İdare Mahkemesince yürütmenin durdurulmasına dair verilen …….. tarih ve ……E. sayılı karara süresi içerisinde itiraz ediyoruz.Sayın mahkemece alınan yürütmeyi durdurma kararı usul ve yasaya aykırı olup,kaldırılması gerekmektedir.

Mahkemece yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme yapılarak yürütmenin durdurulması yönünde karar alındığı kanaatindeyiz. Mahkeme tarafından,itirazımıza konu yürütmenin durdurulması kararı verilirken, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. Maddesinde düzenlenen idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmediği gerekçe olarak gösterilmiştir.Oysa ki,dava dilekçemizde ve ikinci cevap dilekçemizde ısrarla vurguladığımız gibi,müvekkil davacı hakkında tesis edilen dava konusu iş ve işlemler baştan beri bir hukuksuzluk içerisinde olup;davamıza konu idari işlemin uygulanması halinde de telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı da aşikardır.

1-Dava konusu İDARİ İŞLEMİN UYGULANMASI HALİNDE TELAFİSİ GÜÇ VEYA İMKANSIZ ZARARLARIN DOĞMASI DA MUHTEMEL DEĞİL,KESİNDİR.

Yukarıda açıkladığımız gibi, dava konusu işlem hukuka ve mevzuata aykırı olduğu gibi aynı zamanda kamu hizmetinin aksamasına ve kamu zararına da yol açacaktır.Yine yukarıda açıkladığımız gibi, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı da aşikardır.

SONUÇ VE İSTEM                      :

Yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemece re’sen gözetilecek nedenlerle:

…….İdare Mahkemesinin …….. tarih ve……..E. sayılı yürütmenin durdurulması yönünde ki

kararının itirazen incelenerek kaldırılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.                                                       

 Davacı  Vekili

Araç Trafikten Men Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Dilekçesi -2

İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

 İSTANBUL ….. İDARE MAHKEMESİNE 

DOSYA NO : ……..
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI
KARARINA İTİRAZ EDEN:   
ADRES  : 
VEKİLİ : 
KONU : İstanbul İdare Mahkemesinin ………. Esas sayılı dosyasında ……. tarihinde verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddi kararına itiraz dilekçemizin arzı ve söz konusu yürütmenin durdurulması isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve dava konusu idari işlemle ilgili yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi talebimizdir.
AÇIKLAMALAR :  
İstanbul İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin yürütmenin durdurulması isteminin reddi kararı usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki:
1- Dava dilekçemizde de yer verdiğimiz üzere; dava konusu işlem yönünden bir an önce yürütmenin durdurulmasına karar verilmez ise, dava sonucu elde edilmesi beklenen hukuki yarar elde edilmemiş olacaktır ve telafisi güç ve imkansız zararlar doğmuştur ve doğmaya devam edecektir.
Aşağıda paylaşılan Danıştay ve AYM’ye ait emsal kararlardan da görüleceği üzere:
Uyuşmazlıkta; tespit tutanağında araç sürücüsü olarak tespit edilen kişinin, aracın sahibi olmadığı anlaşılmakta olup, dava konusu işlemlerin dayanağı Kanun hükmü iptal edildiğinden dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık görülmemiştir. (T.C. Danıştay 15.DAİRE Esas:2016-9829 Karar:2018-6916 Karar Tarihi:11.10.2018 kararı)
Aracın trafikten men edilmesi nedeni ile kiraya veren açısından da telafisi güç ve imkansız maddi ve manevi zararlar doğuracağından ve işlem açıkça hukuka aykırı olduğundan işin aciliyeti nedeni ile öncelikle Yürütmenin Durdurularak araç iadesi tesis edilen dava konusu işlemde Araç sahibi yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin Araç sahibi yönünden iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
60 günlük araç bağlama ceza süresi dolacak TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLAR ORTAYA ÇIKACAK ve daha sonra mahkeme tarafından Danıştay kararları doğrultusunda lehimize karar verilmesi durumunda yaşanılan mağduriyet giderilmemiş olacaktır.
Yine dilekçemiz devamında arz ettiğimiz benzer nitelikteki idari işlemlerin hukuka uyarlık olmadığını belirten EMSAL DANIŞTAY KARARLARI DA SÖZ KONUSU İŞLEMİN AÇIKÇA HUKUKA AYKIRI OLDUĞUNU ORTAYA KOYMAKTADIR.
Bu doğrultuda Sayın Mahkemenizden 2577 sayılı yasanın 27/2. maddesinde öngörülen, idari işlemin uygulanması halinde telafısi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleştiği açıkça ortada olduğundan YÜRÜTME DURDURMA kararı verilmesi gerekmektedir.
KONUYLA İLGİLİ DANIŞTAYIN EMSAL KARARLARI:
2918 sayılı Kanunun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararıyla; Anayasa’nın 2. ve 10. maddesi yönünden yaptığı incelemede; itiraz konusu kuralın, ”korsan” olarak tabir edilen yasa dışı taşımacılıkla mücadele amacını taşıdığı; dolayısıyla gerekli izin ve ruhsatları almaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması eylemini yasaklamanın ve bu eylemin hangi tür ceza ile yaptırıma bağlanacağı hususunun kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında kaldığı, kanun koyucunun da özellikle büyükşehirlerde sayıları çok büyük boyutlara ulaşan, önemli şekilde vergi kaybına yol açan, hizmet alanlar yönünden de sıkıntı oluşturan yasa dışı taşımacılığın yol açtığı mağduriyetin önüne geçmek için kamu yararı amacıyla, takdir yetkisine dayanarak anılan madde hükmünü düzenlediği; eylemin cezasının açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmesi sebebiyle iptali istenilen kuralın, hukuk devleti ilkesine ve belirlilik ilkesine aykırılık oluşturmadığı; itiraz konusu kuralda izin belgesiz yolcu taşımacılığı yapanların, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen araçlarını tescil ve trafik belgesinde gösterilen amacın dışında kullananlar hakkında uygulanandan daha ağır yaptırıma tabi tutulmasının eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu ileri sürülmekte ise de, birinci ve ikinci fıkrada yasaklanan eylemler birlikte incelendiğinde, korunan hukuki yarar ve unsurları tümüyle farklı olup haklarında yaptırım uygulanan kimselerin aynı konumda oldukları kabul edilemeyeceğinden, aralarında eşitlik karşılaştırması yapılmasına olanak bulunmadığı belirtilmiş; Anayasa’nın 38. maddesi yönünden yaptığı incelemede ise, itiraz konusu kuralda araç sahibi açısından sorumluluğun, objektif sorumluluk esası benimsenerek düzenlendiği, kuralda ilgili belediyeden alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığının tespit edildiği durumlarda araç sürücüsü aynı zamanda araç sahibi değilse, araç sahibine de aynı miktar için ceza tutanağı düzenleneceği belirtilmekte, araç sahibi olan kişinin, kusurunun bulunup bulunmadığı, belgesiz olarak ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılmasına izin verip vermediği değerlendirilmeden idare tarafından yaptırım uygulandığı, bu durumun ise işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine yaptırım uygulanmasına neden olduğu, dolayısıyla alınması gereken izin veya ruhsat olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği, itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğu açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği, kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesinde yer alan araç sahibine ibaresi ile ikinci cümlesinin araç sahibine yönünden cezaların şahsiliği ilkesine ve Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesine, 31.05.2012 tarihli ve 6321 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle eklenen üçüncü fıkranın; birinci cümlesinde yer alan araç sahibine ibaresi ile ikinci cümlesinin araç sahibine yönünden Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verilmiştir.

T.C. Danıştay 8.DAİRE Esas:2019-2732 Karar:2023-725 Karar Tarihi:21.02.2023 kararı:

Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi’nin 11/09/2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararı ile; 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının idari para cezası verilmesini düzenleyen ilk cümlesinde yer alan araç sahibine ibaresi ile aracın trafikten men edilmesini düzenleyen ikinci cümlesinin araç sahibine yönünden iptaline karar verilmiştir. Bu karar yukarıda zikredilen Anayasa hükmü uyarınca Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararıyla, davacı şirkete ait aracın trafikten men edilmesi işleminin dayanağı olan, sadece araç sahibi olunması sebebiyle müeyyide uygulanmasına ilişkin yasal düzenleme iptal edilmiş olduğundan, araç sahibi hakkında tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, ilgili belediyeden izin ve ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca araç sahibi hakkında tesis edilen aracın 60 gün süreyle trafikten men edilmesine dair işlemde anılan dönemde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hukuka uygunluk görülmediğinden, davalının istinaf talebinin kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yukarıda anılan hükümlerinin değerlendirilmesinden; aracının izinsiz yolcu taşımacılığında kullanıldığı hususunda bilgi sahibi olduğu saptanan araç sahibi ile ilgili 5326 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan temsil ilişkisinin sonucu olarak temsil edilene de yaptırım uygulanabileceği, 4. fıkrasında ise tespit edilen temsil ilişkisinin hukuken geçerli olmadığı durumlarda da bu yaptırımın uygulanabileceğinin düzenlenmesi karşısında, aracının izinsiz yolcu taşımacılığında kullanılması hususunda bilgi sahibi olduğunun dosya kapsamından anlaşılması halinde araç sahibine de izinsiz ticari amaçlı taşımacılık fiili için anılan kanunda öngörülen yaptırımın uygulanabilmesinin mümkün olduğu; ancak Kabahatler Kanunu’nda yaptırım olarak, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi şeklinde iki seçeneğin belirlendiği; dolayısıyla aracın trafikten men edilmesine ilişkin bir müeyyidenin uygulanmasına olanak sağlayan herhangi bir hükmün işbu Kanun’da yer almadığı görülmektedir. Buna göre; araç sahibine, aracın sürücüsü tarafından yapılan izinsiz yolcu taşımacılığı faaliyeti nedeniyle trafikten men cezası verilmesi Kabahatler Kanunu’na göre de mümkün olmamakla birlikte, sürücü ile araç sahibinin aralarındaki temsil ilişkisinin ve illiyet bağının dosya kapsamında tespit edilmesi halinde Kabahatler Kanunu uyarınca araç sahibine de idari para cezası verilebileceği tabiidir.

Şu halde, yasa dışı taşımacılık yaptığı ileri sürülen araç sürücüsünün taşımacılık faaliyeti nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonucu oluşan mevzuat uyarınca Araç Sahibine trafikten men cezası verilemeyeceğinden anılan işlem yönünden temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

T.C. Danıştay 8.DAİRE Esas:2021-7264 Karar:2022-7704 Karar Tarihi:16.12.2022 kararı:

Şu halde, yasa dışı taşımacılık yaptığı ileri sürülen araç sürücüsünün taşımacılık faaliyeti nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonucu dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan mevzuat uyarınca araç sahibine trafikten men cezası verilemeyeceğinden, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, temyiz istemine konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

T.C. Danıştay 8.DAİRE Esas:2019-1329 Karar:2022-6474 Karar Tarihi:11.11.2022 kararı:

Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi’nin 11/09/2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararı ile; 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının idari para cezası verilmesini düzenleyen ilk cümlesinde yer alan araç sahibine ibaresi ile aracın trafikten men edilmesini düzenleyen ikinci cümlesinin araç sahibine yönünden iptaline karar verilmiştir. Bu karar yukarıda zikredilen Anayasa hükmü uyarınca Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararıyla, davacıya ait aracın trafikten men edilmesi işleminin dayanağı olan, sadece araç sahibi olunması sebebiyle müeyyide uygulanmasına ilişkin yasal düzenleme iptal edilmiş olduğundan, araç sahibi hakkında tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, ilgili belediyeden izin ve ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca araç sahibi hakkında tesis edilen aracın 60 gün süreyle trafikten men edilmesine dair işlemde anılan dönemde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hukuka uygunluk görülmediğinden, söz konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararını onayan Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

T.C. Danıştay 8.DAİRE Esas:2019-3147 Karar:2022-6475 Karar Tarihi:11.11.2022 kararı:

Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi’nin 11/09/2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararı ile; 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının idari para cezası verilmesini düzenleyen ilk cümlesinde yer alan araç sahibine ibaresi ile aracın trafikten men edilmesini düzenleyen ikinci cümlesinin araç sahibine yönünden iptaline karar verilmiştir. Bu karar yukarıda zikredilen Anayasa hükmü uyarınca Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Anayasa Mahkemesi kararıyla, davacıya ait aracın trafikten men edilmesi işleminin dayanağı olan, sadece araç sahibi olunması sebebiyle müeyyide uygulanmasına ilişkin yasal düzenleme iptal edilmiş olduğundan, araç sahibi hakkında tesis edilen dava konusu işlemin, hukuka uygun olmadığı görülmektedir.

Bu durumda, ilgili belediyeden izin ve ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca araç sahibi hakkında tesis edilen aracın 60 gün süreyle trafikten men edilmesine dair işlemde anılan dönemde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre hukuka uygunluk görülmediğinden, bu kısım yönünden davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararını bozan Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Dava dosyasındaki belgelerin bir kez daha incelenmesi sonucu anlaşılacağı üzere, olayda İdariYargılama Usulü Kanununun 27/2. maddesinde öngörülen şartlar gerçekleşmiştir. Dolayısıyla yürütmenin durdurulması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine yürütmenin durdurulması isteminin reddi kararı verilmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Bu sebeple iş bu karar itiraz ediyoruz.
DELİLLER :   Trafik İdari Para cezası Karar Tutanağı, Mükellefiyet durumu gösterir belge, araç ruhsatı ve her türlü delil.
SONUÇ VE İSTEM :  
Yukarıda arz  ve izah edilen ve re’sen nazara alınacak nedenlerle:
1- İstanbul İdare Mahkemesinin ………..Esas sayılı dosyasında……. tarihinde vermiş olduğu YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE DAİR KARARIN KALDIRILMASINA , itirazlarımızın kabulüne karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.
Karara İtiraz Eden (Davacı) Vekili
            Av. ……….
EKLER :

YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİNİN REDDİNE İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ yukarıda paylaşılmıştır. İlgili yerleri doldurup kullanabilirsiniz.

Yorum yapın